MHA - Kadına Şiddetin Korkunç Tablosu acı gerçeği gözler önüne serdi. Dünyada her 11 dakikada bir kadın hayatını kaybediyor. Kadına yönelik şiddet, ne yazık ki toplumların kanayan yarası olmaya devam ediyor.
MHA - Kadına Şiddetin Korkunç Tablosu acı gerçeği gözler önüne serdi. Dünyada her 11 dakikada bir kadın hayatını kaybediyor. Kadına yönelik şiddet, ne yazık ki toplumların kanayan yarası olmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin raporuna göre, dünyada her 11 dakikada bir kadın, yakın bir partneri ya da aile üyesi tarafından öldürülüyor. Bu dramatik istatistik, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorunun boyutlarını da gözler önüne seriyor. “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında düzenlenen etkinliklerde, uzmanlar bu acı tabloyu değiştirmek için bir araya geldi. Moodist Hastanesi ve Bloom Psikoloji’nin ortak düzenlediği organizasyonda, şiddetin fiziksel, zihinsel ve toplumsal etkileri masaya yatırıldı.
Kadına Şiddet, Çocukların Geleceğini Karartıyor
Uzmanlar, kadına yönelik şiddetin sadece kadınları değil, çocukları da derinden etkilediğine dikkat çekiyor. Klinik Psikolog Aleyna Damla Özcan, şiddete tanık olan çocukların ciddi psikolojik travmalar yaşadığını vurgulayarak, “Şiddet, çocuklarda uyku bozuklukları, saldırganlık ve gelişimsel sorunlara yol açabiliyor. Daha da kötüsü, bu çocuklar şiddeti bir çözüm yöntemi olarak öğrenebiliyor” dedi.
Kadına Şiddetin Psikolojik İzleri Nesiller Boyunca Sürüyor
Etkinlikte söz alan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Selin Birgül Baran, şiddetin fiziksel izlerinin zamanla silinebileceğini ancak psikolojik yaraların çok daha kalıcı olduğunu belirtti. Şiddet mağdurlarında depresyon, anksiyete, düşük özgüven ve intihar girişimlerinin yaygın olduğunu söyleyen Baran, “Şiddet sona erdiğinde bile etkileri nesiller boyu sürebilir” uyarısında bulundu.
Toplumun Ortak Travması: Kadına Yönelik Şiddet
Uzmanlar, kadına yönelik şiddetin sadece bireysel değil, toplumsal bir travma olduğunu da vurguladı. Klinik Psikolog Semanur Konuk Düzgün, “Kolektif travmalar, toplumların ruh sağlığında onarılması zor yaralar bırakır. Öfke, çaresizlik ve umutsuzluk gibi duygular toplumu sarar ve sosyal bağları zedeler” dedi.
“Umudu Paylaşalım, Şiddeti Durduralım!”
Etkinlikte, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemi bir kez daha vurgulandı. Psikolog Neslihan Turan, şiddetin önlenmesinde eğitimin önemine dikkat çekerek, “Sosyoekonomik düzeyi düşük okullarda bilinçlendirme çalışmalarımız sürüyor. Çocuklara ve ailelere şiddetin ne olduğunu anlatıyoruz. Bu mücadelede eğitim en güçlü silahımız” dedi.
Şiddeti Önlemek İçin Herkes Elini Taşın Altına Koymalı
Kadına yönelik şiddet, sadece mağdurları değil, tüm toplumu etkileyen bir sorun. Uzmanların çağrısı ise net: Eğitimin ve farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması, şiddet mağdurlarına yönelik psikolojik destek hizmetlerinin artırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliği için tüm kurumların birlikte hareket etmesi gerekiyor.
“Umudu paylaşmak ve şiddeti durdurmak” için sen de adım at. Bu mücadele, bir gün değil, her gün sürdürülmeli. Çünkü her 11 dakika, bir kadının yaşamı için çok geç olabilir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalık yaratmak için bu haberi paylaşmayı unutma. Şiddetin her türlüsüne karşı duralım ve umut dolu bir geleceği birlikte inşa edelim.